Ahlaksız
bir kavm, hiçbir vakit mevcudiyyetini muhafaza edemez.
Ahlak ise diyanetle payidar olur.
*****
Ebediyyete inanmayanlar, fazileti menfaate pek kolay kolay tercih edemezler.
*****
Dine, Allah korkusuna dayanağı olmayan hamiyyetler, gayretler talaş
alevine benzer, parlaması ile sönmesi bir olur.
*****
Hazret-i Muhammed, tek başına "La ilahe illahlah" da'vasını
açmazdan evvel, Allah'ın, kullarına en büyük atıyyesi olan hürriyyet-i
fikir ve vicdan-ı kaanun, cihanın hangi cihetinde mevcud ve mer'i idi?
*****
İslam'ın gözünde zulm, o derece menfurdur ki, dost, düşman sıfatı ile
yalnız insanlara değil, canavarlara karşı bile reva görülemez.
*****
İsyankar nefsi, nihayet aç bırakarak itaate, teabbüde sevk etmelidir.
*****
Hata kuyusundan yol bulmak istersen, ah'ının ipine yapış...
*****
Hakk'a o kadar rücu' et ki, Allah, kabahatini gördüğü halde görmemiş
eylesin.
*****
Gölge avında ömrünü tüketme.
Bütün alemin, hazret-i insanın suret ve nakşı olduğunu bil.
Ne güzel söylemişler:
" Topraklar kökü mühürlese de yapraklar onun eli, ayağıdır ...
"
*****
Sıhhate kavuş da perhiz kalksın.
*****
Nefsini teslim almadıkça insani hüviyyetinden bir şey alamazsın...
*****
Ten ehlinin yanında edeb başkadır, gönül ehlinin yanında edeb başkadır
...
*****
Fikir ona derler ki: Bir hakikat yolu açsın ...
Yol ona derler ki : Bir hazret-i insan önüne çıkagelsin ...
*****
Keduret zamanında gönle girmeye çalışınız.
*****
Ey Adem oğlu !
Nafile Kudrete isyan etme. Allah'ın yollarını ölçmeye kudretimiz yok.
Karar bizim akıl ve mantığımızlada değildir. Allah'ın iradesine bağlıdır
...
*****
İnsanın ümidsizliği, gam ve keder içinde yaşaması: Kendi saadeti için
yaşamak istemesinden dolayıdır.
İnsan Allah için yaşar ve Onun için yaşadığını idrak eder ise gam ve
kederden azade olur, hayatın zevkini anlamaya başlar...
Çünki hayatı insana Allah verir, Allah ...
*****
Güneş doğunca zulmet bulutu zail olduğu gibi, gönlüne şems-i hakikat-ı
Muhammediyye tulu' eden kimsenin de gönlündeki karanlık zail olur.
*****
Şehre, bağçeden dal gelir amma, bağ bostan nasıl gelir?
*****
İnsanın
teni, kendisine misafirhanedir. Bu misafirhanede gamlar da, sürurlar
da misafirdirler, kalıcılıklara yokdur.
*****
Yalnız cismani hoşlukda kalma. Mey-i tevhidin çeşitlerinden haberdar
ol.
*****
Ateş, İbrahim'e zarar vermedi. Kim Nümred ise onun zararını ona söyle
...
*****
Enbiyanın resmi, nakşı için yapılmaz bilir misin ? Zira onların nakşlarından
maksud: İmam ve irfandır. İşte batındaki nakş budur. Bundan dolayı da
enbiya'nın nakşı, asumandadır, asumanda ...
*****
Ateşi su ile korkuturlar amma, suyu ateşle korkutamazlar ...
*****
Hakiki insan, iğreti olan ilm ile kanaat etmez, kendi levh-ı vücudünde
örtülmüş olan ilmi meydana çıkarmaya çalışır.
Elli altmış kiloluk kan ve kemik torbasında bir azim alem gizlenmişdir,
onun için gaafil olma.
*****
İnsan derya ise, bütün mevcudat katredir.
*****
Beşeriyyetinin karışıklığının madeni: " Sen çalış ben yiyeyim,
ben yaşayayım sen ne olursan ol " çirkinliğidir.
Beşer bu seviyeye düşünce, canavarları utandırtacak cinayetler, rezaletler
meydana gelir.
*****
İnsanın helakine, kendini beğenmeklik hastalığı kafidir.
Nümrudlar, Fir'avun'lar, Şedidler, Şeddadlar hep bu hastalıkla yuvarlanıp
gitmediler mi ?
Ne güzel söylemişler:
Nafile od'a yanma! Çarık postuna o kadar iltifat etme! Senin başında
"kerremna" tacı var, cümleden garaz sensin ... Zulme alet
olma! Kan içici olan hırsın ağzına kanaat toprağı sür, kam al ! Bu alemde
darılma, dayan ! Hayata minnet eyleme, minnet eylemezsen kıymetten düşerim
zanneyleme... hadisatın cilveleri sana dokundukça daha fazla ışık verirsin
...
Yine ne güzel söylemişlerdir:
" Payine düştükçe ben hep, çiğne sen şam u seher,
Payimal olmakla düşmez kadr ü kıymetden güher.
Ben kırıldıkça verir lebim cihana tab u fer,
Gönlümü yıktıkça sen, elmas-ı eşkim çuş eder.
Kenz-i la yüfna-i hasret, kalb-i viranımdadır ..."
*****
Asude gönül cevherini padişahların hazinesinden isteme, bulamazsın.
Bu cevher: Dervişlerin sınesindeki sadefdedir.
*****
Gönül gözü kör olanın nasibi: Gamını arttırıcı hayal olur.
Bir şey'in hakikatini göremeyen, muhakkak fasid hayalata dalar, o da
onu gamnak eder.
İşte Fir'avn'ın gönül gözü kör olduğundan, Allah ile azamet yarışına
kalktı, o kadar masum öldürdü, neticede o masumların ruhları onu boğdu.
*****
Maksudunun gevherini, gam fikrinin altında öldürtme.
*****
Cahil ile arkadaş olanın muhakkak ma'nevi vücudüne bir elem gelir.
*****
Hayatını, gecenin hilkat, gündüzün gaflet uykusu ile geçirme. İstikbal
gönül uyanıklığına bağlıdır. Gönlü uyanık adama "aşık adam"
derler .
*****
Akl ile aşk biribirinin zıddıdır. Akldan boşanmadıkça aşk kucaklanamaz.
Bu aşk, romanda okunan aşk değildir. Bu öyle bir aşkdır ki, hakikat
yoluna çıkanlar ona uyarlar. En kahraman pehlevan, onun pençesinde zebundur.
*****
Nefsi ancak aşk tepeleyebilir.
*****
Ayinede olan suret, haricde olan suretin oraya aksidir. Zahirde iki
suret gibidir amma hakikatde birdir.
*****
Mecnun'da hazret-i insan kokusu olmasaydı, canavarlar etrafına gelip
ehlileşir mi idi?.. Hayvanda bile aşk damarı var. Olmasa Eshab-ı Kehf'in
kelbi, eshab-ı kalb olan Eshab-ı Kehf'i tercih eder miydi ?..
*****
Hırs gaalib olursa, altın can gibi gelir.
*****
Harisin başı, bela taşına çarpmadıkça kulağı nasihat kabul etmez.
*****
Bigünah olan kimse belli olur. Onun beraetine camid olan eşya da şehadet
eder.
*****
Ne güzel söylemişler:
Allah'ın hilm sıfatı, sanki bir müskir gibidir. Nefsimiz onun ile sarhoş
oldu da Şeytan'ın ayb ve fesadı meydana çıkdı.
*****
İhtilat ve muaşeret halinde muhtelif mizac ve meşreblere karşı fazilet
gösteren kimseye, hakiki insan denir.
*****
Ahlak, beşerin tab'ında gizlenmiş bir emr-i meçhul gibidir. Kendi kendine
oturur iken kişini ahlakı belli olmaz. İnsanlarla bir araya geldiği
vakit mesleği, meşrebi, maksad-ı emeli meydana çıkar. Evet, muhtelif
fikirler, mübayin maksadlar bir araya gelip, tabii çatışmalar, çarpışmalar
başlayınca, infialat-ı nefsaniyye uyanır, hiddet damarlarına neşter
vurulur, söz kızışır, o vakit ahlak mücadelesi başlar, işte ahlakın
iyisi, kötüsü burada belli olur.
*****
Amel, ilmin tamamlayıcı esasıdır.
*****
Hiçbir şey'e vaktinden evvel zaferyab olmak gibi ham bir sevdaya düşme
... Neticede o şeyden mahrum olma cezasına çarpılırsın.
*****
İnsanın kendi ayıbını bilmemesi, en büyük günahlardandır.
*****
Beşer biribirine nasihatle vazifelenmişdir. Onun için Büyük Peygamber'e
: "Din nedir ?" diye sorulduğu vakit: "Nasihatdir"
buyurmuşlardır.
" Kime nasihat edelim ? " denemez. Zira kimse ondan müstağni
olamaz. Hiç, kusursuz, hatasız beşer olur mu ? Meğer ki kusur ve hatasını
görmesin. İşte ona hatadan büyük hata denir. " Söz te'sir etmiyor,
biz ne yapalım " da denemez. Zira nasihatde; nasihat olunanın,
nasihat edilmiş olması maksud ise de şart değildir. Peygamber, tebliğ-i
risaletde bulunur, ibtida onda maksuddur (fakat şart değildir. Eğer
şart olsa idi Fir'avn'e, Nümrud'a, Ebucehl'e ve emsaline din tebliği
abes olmak lazım gelirdi. )
*****
Allah ile boy ölçüşmeye kalkışanların, hududullah'ı tecavüz eden zalimlerin
Kudret hangisini yere sermemişdir... Hangi sakf-ı ali (yüksek tavan)
vardır ki yere düşmemişdir ?.. Hangi ateş, yerini küle bırakmamışdır
?.. Hangi zalim, yerini mazluma terk etmemişdir ?..
Evet, ne güzel söylemişler:
" Biz ne Rüstemler, ne Sam u Güstehemler görmüşüz,
Sagarından ayrılıp göçmüş ne Cem'ler görmüşüz.
Ta ebed ta'biri bitmez söylesek bir anının,
Biz bu rü'ya-yı teayyünde ne demler görmüşüz ...
Her biri olmuş kefen, eshabının iclaline ,
Biz cihanda sernigun olmuş alemler görmüşüz ..."
*****
La şey olan laşe'yi kıble yapmak, ne büyük gafletdir.
Nakşın üzerinde durup da nakkaşından haberdar olmamak ne acı hamakatdir
... Bu eşyanın vücudü, deryanın köpüğü gibidir... Boşuna aldanma ...
*****
Cehl'den Allah'a çok şığınmalıdır. Zira cehl, kalbi öldürür. Cahil'in
dostluğunu kabul eden, sözünü dinleyen kimsenin kalbi ölmüşdür.
Hakikatte alim, çok okuyan, çok yazan ma'nasına değildir. Gönlü uyanık
olan kimseye alim denir.
Cahil, insanın ma'nasını zehirler. Ne kadar tatlı konuşsa da dışı hoş,
içi boş olduğundan, insanın vaktini çalar. Vakti çalınan kimse de uhrevi
faidelerden ve kalbi nurların kazancından mahrum olur.
*****
İnsanlar, öldükleri için gam yemesinler ... Ölüm vuslatdır ...
Ya ?.. Fevt olan ma'na için gam yesinler... Fevt olan seadet için gam
yesinler... Evet, Allah'a olan taatlarındaki kusurlarından dolayı gam
yesinler ...
*****
Selamet-i tab'a ( iyi tabiata ) sahib olanların nazarında kendilerinden
daha hakir bir şey olmadığından; değil insanın, bir karıncanın bile
hukukunun azametini göz önünde bulundururlar. Bu zevka sahib olanların,
ikinci hayata seferleri başka türlü olur... Bu gibi kimseler, kesafetlerini
letafete inkılab ettirdiklerinden, ahiret istasyonu olan mezarın toprağı
insani vesikaları olan bedenlerini bir yudum şarab gibi içer de, ma'naları,
hakiki vücudları, semaların üstüne sıçrar... Hulasa, onlar, tahtdan
inip de tabuta binen cinsinden değildirler ...
*****
Yalnız iyilik etmekle kalma, İyiliği Allah'a götürmenin çaresine bak
...
*****
Dalgalara; deryanın haricinde bir vücudu var zanniyle bakma ...
*****
Ba'zı göz iki metreden ötesini göremez, ba'zısı yirmi metre ötesindekini
görür, ba'zı nazar dünya ve ahireti, ba'zısı da şah-ı hakikati müşahede
eder ...
*****
İslam'a: " Terakkiye mani'dir " diye dil uzatırlar. Halbuki
o ; hiçbir vakit insani faziletlerin aleyhinde değildir ki, terakkiye
mani' olsun.
*****
Koruk halinde kalma, üzüm olmanın çareşine bak.
*****
Kalbi ölmüş olanlar ne konuşabilir? Öyle ölüler vardır ki kendi kabirlerini
üzerlerinde taşırlar.
Kabirden bir taş düşse şikayette bulunmazsın, da'va etmezsin. Kalbi
ölmüş olanlar da kendi kabirlerini üzerlerinde taşıyanlardır. Binaen'aleyh
bunların tecavüzündan da şikayet etme. Kalbi diri olanın hışmından kork.
Zira onlarınhışmı, Hakkın hışmıdır.
*****
Tama' , muhakkak rızayı men'eder.
*****
Nafile Kudret'e isyan etme !.. Hiç zorlama! Allah'ın yollarını ölçmeye
kudretimiz yok. Karar bizim akl u mantıgımızda da değil, Allah'ın iradesine
bağlıdır. Onun için aklını isyana inkilab ettirip de yanma, onu, asa-i
hakikat yap.
*****
Dostluk, son nefes için yapılmalıdır, yemek içmek için değil.
*****
Kendin için yaşama, Allah için yaşa. Allah için yaşarsan keder sana
uğramaz... Zira insana hayatı Allah verir, Allah ...
*****
Kudret, kendi muhabbetinin tercihini ister.
*****
Kötülüklerinden dolayı kalbleri pas tutanlar hakikati inkar ederler.
İmanın nuru da sıkılır, çekilir gider...
*****
Ne olur daima topraktan çıkanı yeme, biraz da gönülden çıkanı ye de
genç kal ...
*****
Öyle bir ilme sahib ol ki, müşterisi Allah olsun ...
*****
Medeniyyet: Bir milletin istiklal-i maddi ve ma'nevisi ile isbat-ı mevcudiyyet
etmesidir. Ne vakit ki ilmi ve ahlaki eserlerini cihana gösterebilir,
o vakit medeniyyet sahasında yer alabilir. Yoksa servet, zahiri kibarlık,
cali nezaket altında gizlenmiş sefahat medeniyyet değildir. Ahlak ve
faziletdenari olan medeniyyet, beşerin seadetine değil, ihtirasat-ı
nefsaniyyesine tapanların, heva-perestanın hevesatına hizmet eder.
İlm ile ahlak, ne vakit mütesaviyen tekamül etmeye başlar, işte o vakit
medeniyyet doğmaya başlar.
*****
Fasık medh olunduğu zaman Arş titrer.
*****
Kırk derviş bir kilimde yatar, iki hükümdar koca bir dünyaya sığamaz.
*****
Gece neye gebe ise onu doğurur... Tedbir para eder mi, etmez mi bilmem...
*****
Dünyanın ikbalinde hud'a, idbarında fecia gizlenmişdir...
Ne gül .... Ne ağla ....
******
Herkez bir yere çalışır! Hayalinin kölesidir de, kendime çalışıyorum
zanneder. Kime çalışıyorsun bilir misin ? Allah'a ... Allah'a ... İnanan
da, inanmayan da Allah'a çalışır. Ne yapalım pazar böyle açıldı ...
*****
İnsanın en büyük tevakki' ve ihtirazı huhuhullahda olmalıdır! Hukuk-ı
ilahiyye, hukuk-ı saireden daha ziyade muhafaza ve riayet edilmesi lazım
gelen bir şeydir. Zira Allah'ın hukukuna riayet eden, hiç kimsenin hukukuna
dokunamaz...
*****
İyiliği iyilikdir diye yapan, mukabilinde sitayiş ve mükafata intizar
etmez ...
*****
Vicdanlara hürriyet zevkini taddıran müessese DİN müessesesidir.
*****
Halkın münteha-i vücudü, Rabbisinedir... İmanda ümmid, imansızlıkta
ümidsizlik vardır...
*****
Suyu olmayan dal, eğilmez ...
*****
Suyun kaynaması için ateşe ihtiyaç vardır. Yani ateş suyun pertevi oluyor.
Acaba insanın pertevi nedir ?..
*****
Çirkin kokun ile, alemin hayatını kesen zehir olma. Ruh-ı menfuh ile
tekrim edildin, nefha-i enfasından ölüler dirilsin... Cehalet içinde
ma'rifet meydana getir... Güzel niyetler ile zulm içinde ma'delet ihdas
et.
*****
Ey yokluk çölünden varlık vücud-ı pazarına bir kefen tedariki için gelen
beşer ! Ne vakte kadar avare gezeceksin ?..
*****
|